normalde ücrete dahildir. ekstra ücret mi istediler?

gecen sene tel cikti. 1 senedir retaineri kullaniyordum.

ben tek çene 400e yapıyorum

Kesinlikle okumalısınız. İnanan da inanmayan da okumalı neyi kabul ettiğinizi veya reddettiğinizi bilmeniz gerekir.

Öğrendiklerimin çoğunun yanlış olduğunu,toplumdaki din denilen şeyin kuran ile yakından uzaktan alakası olmadığını gördüm. Kavramların içinin ne kadar boşaltıldığını gördüm.

Ben bir kısmını okudum okurken gözyaşlarımı tutamadım. O manevi haz yeter okumanıza hatta umarım manasını tam kavrayabilmek için tefsir dersleri alabilirim ileride

türkçesini okumamak saçma asıl arapça okumak marifet mi? ben şu an okuyorum gayet de memnunum, henüz müslüman olmasam da bana bir şeyler kattı.

Okudum ve ateist oldum, uzgunum. Ozellikle kadinlarin nasil musluman oldugunu anlamakta zorlaniyorum. Size ikinci sinif insan muamelesi yapan bir dinden beklentiniz fazla olmamali.

Hidayete erdim, aydınlandım, saçmalıklara şahit oldum. Herkese tavsiye ederim.

muhteşem bir kitap. isteyen inanır isteyen inanmaz, cevapları silinen bazı arkadaşlar gibi saygısızlık yapıp dalga geçmeseniz yeter.

kuran'ı türkçe olarak okumaya başladıysanız nacizane birkaç önerim var. kuran'ı bu kaynaklarla destekleyin.

bu adamın her videosunu izleyin. eksisozluk.com
www.kitapyurdu.com bu kitabı mutlaka okuyun.
www.youtube.com yaşar nuri öztürk'ün hulki cevizoğlu ve saba tümer'le olan programlarını mutlaka izleyin.
kafanızın karıştığı ayetleri google'da edip yüksel yazarak aratın.
hüseyin atay'ın kuran'a göre araştırmalar serisini edinin.

bunları doğrularınız olarak kabul edin demiyorum. ama en azından yukarıdaki insanların kuran ayetlerini en mantıklı yorumlayan kişiler olduğunu söyleyebilirim.

ben en son bakarayı okudum, en çok aklımda kalan şu oldu, Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır.

Okumalısın. Ama berrak zihinle okumalısın. Küçük yaştan bu yana sana öğretilenleri bir kenara bırakarak, ilk defa bu dini öğreniyormuşcasına okumalısın ki olası yanlış temeller algına perde çekmesin. Kuran zaten anlamamız için indirilmiş bir kitaptır, bu bir çok kez geçer. İlk muhatapları araplar olduğu için arapçadır. Arapçanın bir kutsiyeti yoktur. Musaya inen kitap musanın dilinde, isaya inen de isanın dilinde inmiştir. Bir de kuranı farklı meallerden tekrar tekrar okumanı tavsiye ederim. Bir yerden sonra ayetler arasındaki ilginç bağlamları farkedeceksin ve bu müthiş örgü seni kendine çekecektir.

Saçma sapan dayatılmış kurallardan ziyade dinimizin iyilik güzellik ve adalet temeline dayandığını gördüm, hoşuma gitti. Bence okumalısın ama üst üste çok okuma, arada aç sindir. Konu başlıklarına göre de mealleri bulabilirsin hatta

tefsirsiz anlaşılabileceğini düşünmüyorum.

Okur anlarsan ateist anlamazsan hoca olursun sen bilirsin kardes. Oku gitsin.

daha çok tefsir okumanı tavsiye ederim. yani ayetlerin ne zaman, ne için indiğini ve neden bahsedilip ne denmek istendiğini okumak.

aksi halde bi bakmışsın ortalıkta "ogur annarsan atayıst annamassan hoca olun hehavhav" diye gezer olmuşsun.

Bu ne saçma bi soru ya. Hayatını adadığın ve koşulsuz inandığın bi dinin bir numaralı kaynağını hiçbir şey anlamadan mı okudun hayatın boyunca? Tabi ki Türkçe okumak lazım inandığın dinin metnini. Bu Kutsal kitabı orijinal dilinde okuma fetişi bi bizde vardır bence.

Onun dışında hikaye kitabı gibi bi kitap bence. Okuyup ağlayanlar, çok etkilenenler neye göre böyle hissetmiş bilmiyorum. Araplar yazmış işte zamanında.

Bence Kuran öyle hemen Türkçe mealinden okuyalım anlayalım kadar basit değil. En basit bir dilde yazılan kitap bile tercüme edildiğinde bütünlüğünü vuruculuğunj kaybediyor.
m.dinimizislam.com

Bu tefsir okuyunculara da kılım, Allah kuran'ı anlaşılır yazmayı becerememiş, o herifler becermiş öyle mi? Bak şurdan...

"anlayasınız diye apaçık indirdik" diye ayet var.
tefsire gerek yok.
iniş sırası + 1

Cetvel kullan başlangıçta, sonra yavaş yavaş devreden cikarirsin. Zaten perspektifte hata yaparsan gözüne çarpar, olmadı onu da başlangıçta birine göster, buraya koy fikir al.

Bu temel düzeyde bir şey, olabildiğince ikinci kişileri devreden cikarirsan hem sevkin artar hem daha yoğun içine isler.

o paylaştığınız youtube sitesini önerecektim ben de. yer imlerine kayıtlı bende de. istanbul'da bununla ilgili korkunç bir sektör var. mimarlık iç mimarlık öğrencilerinin talepleri üzerine bunlarla ilgili kurslar vs açılıyor. durumunu bilmiyorum ama pek uygun fiyatlı olduklarını söyleyemem.

o youtube sitesi bence çok iyi. onu izle.

bakandaysa en geç bir - bir buçuk ay. hayırlı olsun. tebrik ederim.

@aslan burcu kadini, bakana gideli 3-4 hafta olmus.

O zaman nisan ayi icinde olur bu is sanirim.

Tesekkur ederim tebriginiz icin.

Evet yararlanabilir, astsubay orduevlerini kapsamaz. Bir de sadece istanbul garnizonu mu yoksa tum garnizonlar mi olduguna bakmalisiniz ancak genelde tek sehir de olsa tesis yetkili subayindan izin alinip girilebiliyor baska sehirde.

ORDU EVLERİ, ASKERÎ GAZİNOLAR VE SOSYAL TESİSLER YÖNETMELİĞİ
...
Madde 10- Ordu evleri, askerî gazinolar ve sosyal tesislerden;
a) Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup subay, astsubay ve emeklileri ile bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri,
b) Muvazzaf veya emekli personelin, sağlık fişini kullanma hakkını kaybeden çocukları ve bunlardan evli olanların eşleri (gelin-damat) ile bakmakla yükümlü olunmayan baba ve annelerinden, günü birlik kart verilenler,
c) Tanınmış kişilerden oldukları için, 6/9/1961 tarihli ve 10889 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliğinin 31/3/1972 tarihli ve 14145 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan değişik 664 üncü maddesi hükümlerine göre garnizon komutanlıklarınca kart verilenler,
d) 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanununa tâbi yedek subaylar,
faydalanır.


bu eski yönetmelik ve burada yazılana göre kullanabilirmişsiniz. yeni yönetmelikte ise

''Genelkurmay Başkanlığı tarafından uygun görülen kişiler, verilecek özel giriş kartları ile Yönergede belirtilecek tesislere günübirlik olarak girebilirler. Ayrıca, Yönergede belirtilen makamlar tarafından uygun görülen kişilere verilecek giriş kartları sadece bulunduğu garnizondaki ordu evi ve askerî gazinolar ile bu makamlar tarafından belirlenen kışla gazinolarından günübirlik istifade için geçerlidir.''

diyor.

yararlanabilirsiniz.

sıhhiye ordu evi ve yabancılara ait olan askeri gazinolar hariç denmiş. jandarmaya ait bir tesis hiç duymadığım için bir şey diyemem ama varsa da girebilirsiniz.

ancak madde 3'te şöyle bir ibare var.

''f) Günübirlik giriş: Tesislerin otel, motel bölümleri hariç diğer imkânlarından yararlanılmasını,''

gece kalamazsınız demek olur bu. yemek yemek gibi şeyler için girebilirsiniz yanınızda da kimseyi sokamazsınız diye tahmin ediyorum.

bilgiler için teşekkür ederim lallala ve blue eyes white dragon. ben ankarada'yım. kara kuvvetleri komutanlığı ve jandarma sosyal tesislerinden yaralansam bana yeter. terzisinden, kuaföründen, marketlerinden vs yararlanmak için.

doğrudur. 12 ayı dolduruğunuzda söleşmeyi iptal edebilirsiniz, hakkınızdır.

teşekkürler

peki pratik de buna düzgünce uyuyorlar mı? sonuçta turk telekomdan bahsediyoruz.

digiturk gibi faks çekin tarzı sürüncemeli zorluklara gark ediyorlar mı bünyeyi?

geçen beni vodefone aradı 1 yıllık tahhatümün bitimine 3-4 gün kala. tahahhütü devam etirrmek isteyip istemediğime dair. demek ki artık dikkat ediyorlar buna firmalar diye bir çıkarım yapmıştım. internet sağlayıcılar hakkında ne desem yalan olur. en iyisi kendilerini arayıp sormanız. böyle bir durumda kaldığınızda sizden ceza bedeli adı altında para isteyecekler mi en iyi yanıtı onlar vereceklerdir. hem arayın hem de mail atın yazılı olarak cevaplarını iletmelerini sağlayın.

Eğer yaptığınız sözleşme 24 aylık ise iptal için 12 ayın dolmasını beklemenize gerek yok.

12 aydan daha uzun sözleşme yapmak yasak. Eğer 12 aydan uzun bir sözleşmeniz varsa istersen ilk hafta iptal edin.

Yasa böyle diyormuş.

Bilirkişi: www.donanimhaber.com

Sadece ceket altına giyerim
Tek başına saçma bir kıyafet bence
Bir de göbek olmamalı

Cok guzel bisey, sadece onlarla olene kadar yasayabilirim.

Sirkette giyebiliyoruz cok seviyorum.

iş dışında üniformam gibi oldu. kapşonsuz olması tercihim, kapşon fazla geliyor sanki arkaya doğru kayarak beni boğacakmış, her an kapşondan biri çekecekmiş gibi.

kapşonlu olanları fazla çocuksu gösteriyor kendi cinsim adına. bundan mütevellit pek tercih etmiyorum. kapşonsuz olanına da bir ön yargım yok, beğenirsem alırım. kazaktan pek farkı yok benim namıma.

asla giymem. fermuarlı ve kapşonlu olmalı.

Her turlu giyerim tek bir sartim var, basic olacak. Rakam harf vs olmasin duz svitle tum hayatimi gecirebilirim.

sweatshirt <3 ben

yalnız çeşit çeşit renkli sweetshirtleri nerede gördün merak ettim, bu sene öyle güzel şeyler farketmedim.

Sport giyim ise harika seyler.

funl trendyol'un arama çubuğuna sweatshirt yazabilirsiniz. bugün de ankamall'de colins, mavi, levi's vs baya gezdim. çok tatlı şeyler vardı. sevenhill'dekileri de beğendim. mağazasını göremedim ankamall'de ama trendyol'daki ürünleri çok güzel.

az önce de bunu aldım başka bi yerden :)

www.trendyol.com

sevenhill ölmedi mi ya @aslan burcu kadini

Erkek için vücut iyiyse bilhassa göğüs ve kollar bir miktar hacimli ve göbek yoksa çok yakışabiliyor. Aslında bir erkek için iyi giyimin temeli iyi bir vücutmuş, yıllarca moda kombin mombin kastıktan sonra bunu öğrendim. Meğersem vücut iyiyse bir kotla sweatshirt giymek bile yakışıyormuş insana.

Gomlekten daha fazla tercih ediyorum. Ustume uyan gomlek bulamiyorum biraz da bu yuzden. Bir de sweater denen seylerin tamami sportif asiri genc isi degildir aslinda. Knitted gibi duran fitilli V yakali modeller falan da var, ise falan da giyilir yani.

aynı görüşteyim. elseve boyalı saçlar için olanı fena değil

Yaklaşık 12 senedir pantene kullanıyorum. Bir ara sabunu denedim ama yapamayinca geri pantene döndüm. Ben pantene serilerinden doğal sentezi çıktığı ilk günden beridir kullanıyorum ve gayet memnunum. Herhangi bir fark gözlemleyemedim galiba:/ Sadece içeriğindeki kimyasal duşta soluk alırken genzimi yakmaya başladı onun dışında bir şey yok sanırım.

Elidoru bilmiyorum ama elseve kullananlara sordum memnunlarmış.

panteneden önce elseve boyalı kullanıyordum. ben de memnundum. yumuşacık yapıyordu saçları.

daha pantene kullanmam artık.

Panten kullanicisiyim.
Hem kokusu değişti hem de sanki etkinligi azaldı. Sanırım fiyat arttirmak yerine kaliteyi bozdular.

Kokusu çok kötü oldu artık kullanmıyorum, gliss magnificent strength'e geçtim.

evet kokusunun artık eskisi gibi olmadığını hissetmiştim ben de.

en son morfose bitkisel tuzsuz şampuan aldım, bir kaç kez kullandım memnun gibiyim.

Tren.
Anadolu medeniyetleri müzesi

not: araba ile gitseniz dahi, daha yakın bir yere bırakma imkanınız çok düşük.

anıtkabir civarında oturuyorum. her bayram burası aşırı kalabalık olur. geçen 29 ekimde ana baba günüydü buralar. gerçi o gün konser etkinliği de vardı anıtkabirin hemen aşağısında. arabaları yollara vs park eder insanlar. sokaklarda apartman önlerinde iğne atacak yer olmaz. yer bulmanız şansa bağlı ama çok kolay değil.

anıtkabirden sonra gezelim derseniz de araba olsa iyi olur bi yandan. durum böyle.

Beni Ankara'da en çok etkileyen yerler;
-Anıtkabir (buraya bir günümüz gitmişti ama şehri bilmediğimiz için, doğru rota ile bence her yer görülebilir Ankara'nın raylı sistemine hayran kalmıştım)
-Ulucanlar Cezaevi Müzesi
-Anadolu Medeniyetleri Müzesi

ankara'ya araçla gelebilirsiniz; ancak Anıtkabir civari kalabailik olur. Aracı metro güzergahında bir yere park ederek Anıtkabir'e ulaşabilirsiniz.

Kale ve Anadolu Medeniyetleri müzesi ek olarak gezilebilir.

Hafta içi normal günlerde içine sivil araçla girilebiliyor. Pazar gününü bilemedim. Bence yukarıdaki tavsiyeleri dinlemelisin

kış geliyor mağaranın içi daha sıcak olurdu bu mevsimden sonra :(

ben de çok severim bi ara sabah akşam sadece bu adamı dinlerdim. yine açtım dinliyorum tabii şu an.

edit: bu arada bu da çok güzel: www.youtube.com

Sanki biraz sen mağaradan çıkmış gibisin hocam :D.

Mağarana dön

bu yaz tanıştım

KPSS?

belediyeler taşeron yoluyla mühendis, mimar alıyor. bunun için torpil gerekli ya da kpss'den girip atanabilir.

Belediyeler torpilin en fazla döndüğü kurumlardır. Torpilsiz çaycı bile olunamaz belediyede. Zaten açılan ilanlara da bakarsan hepsi fazlası ile kişiye özel.

ben kamu kurumunda mimarım. kpss'ye girmesi lazım. belediye kpss ile almıyor. tanıdıkla iş yürüyor belediyede.

danışmak ücrete tabi. burada açık açık sorarsanız bedava.
inşaat mühendisi.

var. danışabilirsiniz.
mimar.

Bu kadar mimar mühendisin arasına bir de amele katalım, müteahhit var olur mu?

kapıyı yaptırsanız?

Site yönetimine gidip otomatik kart sistemine geçilmesini rica edin.

Silecek kaldırarak uyarı atışı yapabilirsiniz.

hocam burası türkiye, birini çektirsen 5 dakika sonra boş gören başka biri çeker aracını. günün 24 saati nöbet beklemen lazım.

çözüm önerilerim;

1) kapıyı yaptırın.
2) hangi yerler boşsa oralara kazık dikin ve kilitli olsun zincirle falan.
3) otoparkın girişine tuzak koyun. sadece kullananların açtığı bi anahtarla falan açılsın.

bunun dışında ne yaparsan yap çekerler oraya o arabayı.

kapıyı yaptırayım buna tamamım ama hiç mi hukuki hakkım yok benim? yani ha adamın biri gelip salonumda yatmış ya gelip arabasını park etmiş ne fark eder ki?

amacım sadece birilerinin bir şey yapmasını engellemek değil, aynı zamanda yaptığı eylemi tekrarlamamasını sağlamak, aracının çekilmesi cebinden çıkacak 200/300 liranın kişiye ders olmasını sağlamak falan.

aklıma gelen bir başka şeyde ücretli otopark yazmak girişe, en azından apartmana para gelir.

hoş hakkını arasan nereden nasıl arayacaksın o da var.

2 dübelle yere çakılan bir parça, ona geçmeli bir demir boru ve asma kilitten müteşekkil engeller var. herkesin park yeri belli oluyor, herkesin anahtarı kendisinde oluyor. çok pahalı bir sistem değil, etkili de. tüm apartman sakinlerine park yerlerini dağıtın, ekstra alan varsa da koysun millet ne olur sanki. kullanınca bitiyo mu da.

Kimse hukuksal yaptirimlardan bahsetmemis. Demek ki yok :)

yaptırım falan yok kardeş. çektir gitsin.

Memlekette çekici terörü denen bir şey var, bölgenize bakan çekicinin bağlı olduğu vakıf otoparkına ulaşın. Seve seve çekerler, ama çekmeden önce kayıt olması için 155 ya da belediyeyi arayıp başvurmanızı isterler herhalde.

Kapıyı yaptırmadan çözüm bulamazsınız, her gün bir araba çektirseniz de yerine yenisi gelir.

Polisi arayıp bu aracı çekin desen polis neye dayanarak çekecek?
Belki o araç apartmana yeni taşınan birinin aracı?
Hatalı park gibi bir durum yoksa polis müdahil olmaz bence.

herkesin görebileceği bir yere "burası umuma açık bir otopark değildir. apartman sakinleri dışında otoparka park edecek uyanıkların araçları itina ile çizilecektir" diye rahatça okunabilecek bir yazı asın. çizmeseniz bile araçlarına zarar gelme korkusu araç sahiplerine yeter. böylelikle hepsini olmasa da büyük çoğunluğun ayağını kesersiniz.

ben de kamu kurumlarının araçlarını park edebileceği bir lokasyonda oturuyorum. şöyle bir önlem aldım.

2.5 metre arayla şu aparattan iki tane koyarak kendi aracım için bir alan yarattım.
www.google.com.tr

ortasına da şu kilitten koydurdum.

www.google.com.tr

bunu kilityorsunuz o alana hiçbir araç giremiyor. 200 lira civarına yaptırabilirsiniz.

www.google.com.tr

www.google.com.tr

www.google.com.tr

siz yataşa uğrayıp bu yatağa yattınız mı?

ooo ekol hoca. Hocam böyle a^2 yazıldığı zaman parantez gibi sayılır. soruda ve çözümde sıkıntı yok yani.

mantığına gelirsek -a^2 olduğu zaman aslında şöyle oluyor. -(a)^2 ya da -(2)^2

a x a x b = 72

bir de böyle bakın soruya.

hiç bir reel sayının karesi (hatta herhangi bir çift kuvveti) negatif değildir.

Altın ancak çok uzun vadede(3 yıldan uzun) iyi bir araç olabilir.

Döviz yurtdışıyla bir işin-ilişkin varsa iyi olabilir.

2-3 sene kullanmayı düşünmüyorsan tahvillere de bakabilirsin.

ing turuncu bir cacık getirmiyor. martta ing yerine dolara yatırsaydım parayı, 1.5 katına çıkarmıştım şu an. 3 yıl kadar dokunmayacağınız para için en risksiz yatırım dolar ya da altın. zaten ing turuncu hesapta hoşgeldin faizinden bahsediyorsanız o bir yıl için geçerli. sonraki yıllar faizi düşürüyorlar. 3 senede yüzde 20'den verseydi bile doların daha fazla getireceğini düşünüyorum. 3 sene önce dolar 2.5-2.9 du. burdan hesap edin.

ilerde degerlenecegini dusundugun sirketlerin hisse senetlerini al.

dipnot: verdigim bilgiler yatirim tavsiyesi degildir. ekonomist degil, bu konulara merakli siradan bir insanim.

hisse senedi al. TSLA potansiyeli yuksek. dipten gir

tenisdunyasi.net

Buraya yazabilirsin.

Kurstan arkadaş bul. Tenis bayağı esneklik gerektiriyor maalesef. Bir Şarapova olamazsın ama zevk alacak hâle gelirsin. :)

@harvey burası güvenilir midir siz kullanıyo musunuz
@dissendium evet en mantıklısı o ama şöyle bi sorun var bu şehirde geçiciyim bi yıl kadar burdayım zaten o sırada kursa gidicem sonra da apayrı bir yerde olcam yanı kurstan tanıdığım kimse olmucak :)

en mantıklısı ders aldıgınız kulupten ya da hocadan birini ayarlamasını istemeniz. o da cok uzun soluklu olmuyor.bende olmadı yani. hangi sehir?

duyuruyu bırakmamış mıydın sen ya :D

Hangi şehir?

@imnotsure @diffarentia.. çok minnak bi şehir. Zaten şu an biri olsa da oynayacak durumda değilim daha bir buçuk aylığım \*-*/

Benzer bi duyuruyu gecen sene de ben acmistim.
Bende de 2 raket, 3 tenis topu, sifir bilgi ve bir miktar bos zaman var.

Eger konya'da isen, ben sana yoldas ve rakip olabilirim, yok degilsen de konya'da yasayan taliplerime selam ederim:)

tenis çok güzel bir spor. ben şu an ara verdim sonra yine devam edeceğim. googleplayde bir uygulama vardı tenisle ilgili. seviyeni falan yazıyosun her şehirden adamlar var size mesaj atıyorlar. ama kadınsanız öncelik oynamaktan ziyade sizi tanımak amacı oluyor insanlarda.

şu an bi partner bulup oynamak için erken. kol hareketlerinizin yerine oturması lazım önce. karşınızda sizden daha kötü biriyle oynamanız sizin aleyhinize olur. daha iyi biri de yeni oynayan biriyle oynamak istemez fikrimce. bi 3-5 ay partner aramayın.

çok vahim bir durum yoksa kortizon iğnesi olmamaya çalışın. yan etkileri çok ciddi olabiliyor.

kortionu damardan almaktan mı bahsediyorsunuz serumla? ne kadar kullanacaksınız sıklığı nedir?

Serumla değil şırınga ile. Bir kere vurulacağım.

Tuzsuz ve şekersiz beslenmeye söz veremiyosan kortizon alma. Deli gibi kilo alırsın.

Bir kere vurulunca ne kadarlık süre için tuz olayı geçerli acaba?

5 gün damardan yiyorum 5 gün tuzsuz yiyip tuz yemeye devam ediyorum. bir günlük kortizondan hiçbir şey olmaz. 3 gün tuzsuz ye. tuz yersen ödem yapar vücudunda şişkinlik olur. bir günlük kortizonn tuz tutacak kadar ödem yapıp şikinlik yapmaz. 3 gün pantplas mide ilacı al. sürekli almıyosun ve bi kereliğine kullanıyosun. her sene atak geçirip damardan baba gibi kortizon yiyen biri olarak söylüyorum bunu.

ben değilim ama benim 1+1 evimde benden önce evli bir çift oturuyormuş. Amerikadan gelip uzunca bir süre 1+1 yaşamışlar. Sonra çocukları olmuş, bebeklik kısmını da orada geçirip bebek ayaklanıp biraz büyüyünce daha büyük bir eve geçmek için taşınmışlar.

tanıdığım iki çift bu şekilde son üç-dört senedir, bir problem yaşamadılar.

Eş dost ve arkadaşların ara ara yatıya gelme durumu yoksa 1+1 çok rahat yeterli.

dediğiniz şartlarda gayet yeterli

Bence yeter li fakat mobilyalarinizi hep kullanışlı akilli mobilyalardan seçmeniz lazim. Kucuk evin söyle güzel bir artısı oluyor büyük eve geçince tüm mobilyaları kullanabiliyorsunuz:)

biz yaşadık. yaşanır gayet eğer efektif bir evse. çocuk olunca zorluyor ama. çocukla yaşayan da gördüm ama onlar baya kastırıyorlar, biz rahat rahat yaşamıştık.

ayrıca ben de kışlık kıyafetleri başka yere bırakmıştım. ama alsam bile olurdu çok eşya sevmiyosan rahat olur bence.

zaten 2 yıl yaşayacaksınız düşünmeye bile gerek yok.
aileleriniz yakın dolayısıyla yatıya gelen giden de pek fazla olmaz. olmasın da zaten.
çok kalma meraklısı çevreniz varsa salona açılır koltuk almaya bakın.

çocuk olana kadar her şekilde size yeter. temizliği kolay, ısıtması soğutması kolay. ikiniz de çalıştığınız için pratik olur.

Evcil insanlar misiniz bu onemli. Ben ev guzel yerdeyse 2 kisi yasardim. Evcil degilim. Gelirim de musade ediyorsa pek evde takilmam.

bizim çekirdek aile 4 kişi. çok uzun süre birlikte 2+1 60 m2 evde yaşadık. 75 m2 içinde 1+1 çözülen evin mekanlarının kaliteli ve ferah olduğunu düşünüyorum bizim kutuyu düşününce. çocuk yok. ev arkadaşın da değil yanındaki, eşin. aynı yerde yatıp kalkıp aynı mekanda vakit geçireceksiniz. ben tutardım.

esimle 3 sene 50m2lik 1+1'de yasadik evlendikten sonra. olmaz degil ama sikisik olur, 2-3 sene cekilir ama fazlasi eziyet olur.

2015 ve sonrasında soruların sadece yüzde onu yayınlanmaya başladı

ne demek pişman olur muyum. onları çözmeden şurdan şuraya gitme zaten. ösym, sınavı yaptıktan sonra aday işlemlerinde 1 hafta sonra sınava giren her vatandaşın sınav kağıdını ve sorularını burada yayınlar. yayınlar da burdan çekiyor soruları.

çözmeden girme sakın.

tamam iptal edin. bir ay kullndıysanız bir aylık indirim farkını cayma bedeli odarak ödersiniz fatyuraya ek olarak. bu kadar abartılacak bi durum yok.

internet sağlayıcılar 24 ay tahattüt verdirseler de vatandaşa, tüketici haklarına göre vatandaş 1. ay ve 13. ay ceza bedeli ödemeksizin cayma hakkına sahptir. cayma bedelini öde, önce bir kurtul bunlardan. daha sonra o bedel için tüketici hakem heyetine başvurabilirsin.

elinin güçlenmesi için, iadeli tahattülü olarak senin almak istediğin hizmeti bu düzenbazların bunu sağlayamadığını, alamadığın hizmete de para ödemek istemediğini belirttiğin bir yazı yazıp gönder. elinde belgen olsun. tüketici hakem heyetine onu da sun.

internetaltyapisorgulama.com şurdan bir altyapınızı sorgulayın bakalım max kaç verebiliyorlar. bu arada sinyal sıkıntınız büyük ihtimal leş modemden kaynaklı. superonline serefsizleriyle çok uğraşmıştım. bu tür sıkıntılar genelde modemden oluyor.

Sadece 1 aylık indirimi ve cayma bedelini ödeyip kurtulamıyorsunuz sanırım, bir de hat tesis/kurulum ücreti diye bir şey kaktırıyorlar.

Geri alır mısınız bilmiyorum araştırın.

Kadroya göre yapıyoruz
Yine de o bölge kaç ile kapatmış bakmak lazım 80le alım yapan yere 66 ile başvurunca alınmıyorsun :( tabi biraz da şans işi

yüksek bir puan alındıysa şehir ve kurum seçersin. 95 alan biri elazığ'da hayat kurduysa orayı ilk sıraya yazarken, 90 alan biri ankara'yı tercih edebilir. kpss seçimlerinde kurum önemlidir. istediğin kurumların en istediğin şehirlerinden başlayarak tercih yaparsın. daha doğrusu yapardın. artık kadro çok az olduğundan nere olursa giderim diyor insanlar.

Aslında çok zor değil. Arkadaşın dediği gibi ALES kasarsanız dgs çerez gelir gerçekten.

kolay bir sınav ancak hızlı olmalısın, onu da sürekli soru çözerek geliştirirsin.

karakutu informal yayınları çözeceksin. piyasadaki en iyi kitap o şu an.

halıların resmini atabilir misiniz özelden? hatta her esyanın, kitaplık vs alabilirim

ben de kadınım da genelde öyle sinemaya kahveye diye takıldığı arkadaşlar erkek -arkadaş bak, başka bir şey yok.
dediğin doğru zira ben de 35 yaşındayım benim yaşımda olup bekar olan arkadaşlarım y.dışında (y.dışında yaşarken zaten arkadaşlık sıkıntım yoktu, hem kafalar uyuyordu hem bekar çoktu) burada 35 yaşındaki çevrem 3. çocuğu düşünsem mi diyor..

insanlara bir şey diyemezsin. çalışıp 2 de çocuk büyüten kadın, bekar 30 küsür yaşında arkadaşlarıyla ne kadar görüşebilir? görüşemiyorlar. normal.

erkek arkadaş (sevgili olmayan) bul. vallahi bak.
bir de tur filan düşünebilirsin hem yalnız gezmek her zaman çok güzel olmuyor. o yolla da çok güzel çevre edinen arkadaşım var. birlikte geziyorlar şimdi.

hangi şehirdesin bilmiyorum buradan edinmeyi dene. iletişim imkanları her geçen gün artarken modern insan yalnızlığa daha da gömülüyor.

Baş edemiyorum ve günlük hayatımı da ciddi anlamda etkiliyor. Daha da kötüsü artık öyle bir durumdayım ki benimle arkadaşlık kurmaya çalışanlarla bile sağlıklı ilişki kuramaz hale geldim. Hem arkadaşım olsun istiyorum, hem de kimseyi umursamıyorum. Arkadaşsızlık ve iletişim problemlerinden dolayı hayattan bıktım; hayattan bıktığım için arkadaş olmaya çalışanlarla uğraşasım gelmiyor. Kötü bir paradoksun içindeyim.

Liseden sonra hep yalnızdım zaten ama üniversite de bitince, son beş senedir çok kötü bir hale geldim. Artık dayanamıyorum ve nereye kadar böyle gidecek fikrim yok.

Hangi şehirdesin? Eskişehir’deysen takılabiliriz. Ben de seninle aynı durumdayım.

Depresyonda olabilir misiniz? Yalnızlık-Depresyon-Yalnızlık-... gibi bir sarmal sonucu da olabilir.

Daha fazla farklı ortama girebilirsiniz, fazla seçici olmanızdan ya belki bir pattern halinde belirli davranışları tekrarlamanızdan dolayı insanları uzak tutuyor olabilirsiniz. Birim zamanda bulunduğunuz ortam sayısını/ çeşidini arttırın ;)

Öte yandan büyük şehir koşturmacasını da etkisi olabilir, özellikle haftaiçi çoğu insan sadece evinde olmak istiyor. Haftasonları ise ayrı konu.

Üzülüp kendinizi kapatmayın sadece, yaşla/cinsiyetle ise ilgisi olmadığını net olarak söyleyebilirim ;)

PS. Bazen yalnız kalmak da güzel, özellikle kendine vakit ayırabilmenin bir ayrıcalık olduğu düşünülürse..

Couchsurfing ten anlık görüşme kovalayabilirsin,
Meetup tan takvime göre ve ilgini çeken konuya göre buluşmalara gidebilirsin,
İstediğin grup yoksa aylık 10 lira harcayıp kendi grubunu kurabilir ve dolusuyla insanla tanışma fırsatı yakalarsın.

Ben de benzer durumdayım, yani az arkadaşım var ve iş güçten dolayı görüşmek çok zor oluyor. Farklı olarak internetten arkadaşlarım var (gerçi ne kadar arkadaşız bilmiyorum ama baya şey paylaşıyoruz birbirimizle) onlar da çok uzaktalar ya. Ben de çoğu zamanımı yalnız geçiriyorum o yüzden. Üzülüyorum bazen ama artık yapacak bir şey yok gibi. Öyle yani.

Benzer bir soruyu bir yıl önce ben de sormuşum, bir yıldır hayatımda pek bir değişiklik olmadı açıkçası.

Kadınsan gerçekten arkadaş edinmek zor, hele bir de belli bir yaştan sonra arkadaş edinmek daha da zor. Bir de dışarıdan "soğuk" görünüyorsan o ihtimal sıfıra yakın oluyor işte.
Dert etmemeyi öğrenmelisin bu durumu, ve günlük aktivitelere yönelebilirsin. Biraz işe yarıyor sanki.

hadi arkadaş olalım.

tek tabanca olmak iyidir, alışıyosun zamanla. benim çok eskiden kalan 3-5 kişi var ayda bir ararlarsa buluşur bir kaç saat sohbet ederiz, onlar aramazsa ben kimseyi aramıyorum zaten çünkü çok alıştım, sırf küsmesinler diye buluşuyorum yoksa öyle oturup 3-4 saat konuşmak zor geliyor,zaten çoğunlukla konuşmuyorum onlar konuşur ben dinlerim.

sevgili yap birlikte takılın. "@niye ama" iyi niyetli olarak sevgili olmayan erkek arkadaş demiş ama yok öyle bir dünya, olasılık çok çok düşük:)

Bir anda degistirdigin sosyal cevren seni arayip bulmuyorsa seninle arkadasligi gozden cikarmislar demektir belli bir zamani asan arkadasliklar kirginliklara ragmen bitmez arkadaslarinin olmasinin yolu seninde arkadas olmandan gecer biraz sorunu kendinde arayabilirsin kafana gore arkadas es dost sevgili hicbirzaman bulamazsin insanlari oldugu gibi kabul ettikce seninle olucaklardir

@zikardo
olasılığın düşük olduğunun farkındayım. ama olabiliyor.

belki karakterlerle de alakalıdır benim erkek arkadaşlarım benden fazla alışveriş yapıyor beni zorla alışverişe filan götürüyorlar. takıldıkları kızlarla benim eve geliyorlar :P filan. değişik biraz.

@niye ama
mutlaka mümkün ama zaten bu arkadaşın çevresinde o potansiyelde insanlar olsa gelip duyuruda bu soruyu sormazdı zaten.

şimdi mesela benim eski çalıştığım işyerinden bir kadın var evli çocuklu, zamanında beraber çalışırken çok iyi anlaşıyorduk, 2 seneye yakın oldu işten ayrılalı ama haftada en az 3 defa arar telefonda konuşuruz. ben bu kadınla aynı ofiste çalışmamış olsam mümkün değildi bu, çünkü normalde çok farklı karakterleriz ama bir şekilde alışkanlık oldu.

şehir belirtmemişsiniz, ama izmir'deyseniz görüşebiliriz. :')

Istanbul.

Görüşelim, takilalim bir gun arkadaşlar.

Okey oynayalim ya da tavla. Biseyler icelim filan.

Bugun izin gunumdu normalde. Cagirdilar yine. Haftaya iki gun izin yapacagim yine yalan olmazsa.

istanbul'da 5 ayım yapayalnız geçmişti. o günlerimi hatırlattın. para da yoktu cepte, kitap okurdum evde. yapı itibariyle sosyal bir insanım. sohbet edemezsem, bu dürtümü doyurmazsam depresyona giriyorum. sosyal çevrem olmaz korkusuyla 5 haneye yakın maaşlı işi bırakıp memleketime döndüm. daha az kazanayım ama bildiğim çevrem olsun dedim. senin derdini çok iyi anladım.

kız arkadaşlarım var samimi olduğum ama doyurucu sohbet edemiyorum. çoğu erkeklerden, alışverişten, diğer ortamlarındaki kişilerin hayat hikayelerinden bahsediyor, çok sıkılıyorum. yani elinde kız olsa bile, istediğin düzeydeki sohbet her zaman olmuyor.

ben şöyle baş ediyorum:
- kendime ev tuttum. film izlemeyi çok severim. bi kızın erkek arkadaşıyla sıkıntısını dinleyip, çocuk pışpışlayacağıma kaliteli bir film izlemeyi tercih ederim. yalnızlığın çok güzel yanları var.
- kız bulamıyosan erkek bul. yavşak olmayacak ama. fırsatını bulsa, nasıl sikerim ben bunu demeyecek. o tarzlardan değil, sana bir şey katacağını düşündüklerine yanaş.
- ağlayarak bi yere varılmaz. bu böyle gitmeyecek, hayatına illaki birileri girecek. entropi yasası. bu düzen başka düzene evrilecek. işte o güne kadar kendine bir şeyler kat, bolca kitap oku.

ben bi ara istanbul'da can sıkıntısından ölecektim. 3 hafta güneş görmeyen evin bi odasında geçirdim bahar günlerini. depresyondan ölecektim. sonra allah yüzüme mi baktı bilmiyorum, öylesine gireyim dediğim ales'e giderken kampüs'te bi kızla tanışmıştım. öğretmenmiş. sınav yerimiz de aynı fakulteymiş. beraber girdik çıktık. akşama kadar gezdik. bi hafta sonra da beni adalara davet etti. öğretmen arkadaşlarıyla vakit geçirmiştim. hayatın sunduğu en güzel hediyeydi o zamanlarda. bu tür karşılaşmalar olursa kaçırma fırsatı, değerlendir. eskileriyle görüşme aralığın nadirse eğer, onlarla yürümez gemi, yeni kan lazım sana.

Bana gore belli bir yastan sonra herkesin evlenmesi gerekiyor.

demogoji yapmissin acemi. benim kurdugum cunleyle senin kurdugun cumlede ortak bir nokta yok. sikmek istiyosa sikmek istiyorum desin, dost gozukup firsat kollamasin dedim ben. erkegi kopek et demedim. krndi kafandan gecenleri benimkiyle butunlestirmissen de olmamis.

Ağır iş hayatı gereği, veya insanlarda olan psikolojik sorunlar vs. yüzünden düzgün bir iletişim kurulmuyor maalesef.

Benim de arkadaşım yok denecek kadar az.

Seçicilikten kaynaklanıyor bir de. ama pek yapacak bir şey yok. girişken olup yeni çevre edinmeye bakmalısın

sana yalnızca +1 diyebiliyorum.
Arkadaşlık zor zanaat sanırım beni aşıyor.

"bir meriç bul, ilgisini sömür" diyenlerin tavsiyelerine kulak asma.

Couchsurfing toplantılarına gidin bence. Bakarsınız aynı durumda olan biri daha vardır. Bir de o toplantılara gurbette olanlar çok katılıyor. Vardır mutlaka kafa dengi yalnız biri.

duyuruyu okduğumda kendimle yüzleştim aslında. yani acaba yalnızlığı ben mi seçtim, kurallarımı ve yaşananları yanlış mı yorumluyorum, yalnızlığı bıraktıracak insanlarla mı karşılaşmadım. ben seçiciyim, kuralcıyım arkadaş. bunları yazarken iç sesim "senin şeklini sikim lan" dese de öyle. neden böyle, çünkü ben bir insanla tanıştığımda belirli özellikleri sağlamasını bekliyorum. zeka belirtisi gösteriyor olmak, dürüst olmak, çok ve boş konuşmamak gibi bir sürü özellik. bunlarda psikolojik sorunlarımın veya olayları belki de yanlış yorumlamış olmamın tabi ki etkisi vardır. hele ki dünya görüşlerimin.

bence aklıbaşında bir insan ne kadar yalnızlaşırsa o kadar özgürleşir. çünkü kendini kimseye kanıtlama ihtiyacın yok, kendi dünyan var. senin kurallarına uymayan o dünyaya giremiyor. beni kendimle yüzleştiren tarafın da bu. dünyana kimse gelmiyor veya dünyana gelenleri kovdun. buraya kadar normal ama buna sızlanarak karşı çıkmanın hiçbir faydası yok.

bununla nasıl baş etme kısmına gelince.. rahat aslında. yani sohbet kafamda olsa da olur olmasa da, ama olmasa daha iyi kıvamında olduğu için sıkıntı yaşamıyorum. sadece sohbet de değil. zaten her işini kendi gören tescilli bir yalnız olarak kimseye ihtiyaç da duymuyorum. zaten path of exile ve csgo sağolsun vakit de geçiyor. onlar olmasa kitap, müzik, araştırma. müzik tabi ki o iş görüşmelerinde "hobileriniz nelerdir?" kısmında verilen sahte cevap değil. diskografileri dinlemek, bir şey yaparken veya yapmazken değil sadece dinlemek, bilinmeyen kişileri/grupları araştırmak. bunlar tabi bazıları. mesela fransızcaya gitmiştim bir ara ismek'te. güzel de devam ediyordum ama iş güç derken bıraktım. ukte kaldı, ona da gideceğim. durum bundan ibaret yazdım ama çay hastalığım var mesela. farklı çayları, farklı kombinasyonlarla (harman), farklı gramajlarda, farklı sıcaklıklarda demleyip tadımlıyorum. (bunu yazınca aklıma başka bir hobim geldi ama yeter yaw) yani en kısa şekilde kendime çalışıyorum. kendimi eğlendiriyor, bilgilendiriyorum. durum bundan ibaret.

yalnız insan ne yapar, ne düşünür konulu başlığa da ilk kez yorum yaptım. bu şeref sana ait..

couchsurfing vs düşünüyorsan böbreği sar öyle git zorluk çıkarma insanlara.

hocam 43mu7000 var onu alayım diyorum, iyi mi? 2400e bırakıyo adamlar. ne dersin?

hiç netten tv elektronik eşya alamadım, güvenemiyorum. bi de taksit işi sıkıntılı. devlet tvye 6 aydan fazla taksit yapma imkanı vermiyor. 3 bini geçerse krediyle ödeniyor. taaksit yapan arçelik falan gibi firmalar elektronik eşya adıyla değil beyaz eşya adıyla faturaya yazıyor. yarın sıkıntı olursa tvde, garantisinde sıkıntı çıkarıyorlarmış. 48 ay taksiti nasıl yapıyolar şaşırdım.

benim eşyaya verecek param kalmadı, sonra küçük odaya koyarım aldığımı, daha iyisini alırım. param yok.

sadece sunu soyleyeyim tv'de montitorde lg'den uzak durun kronik sorunlari olan bir marka.

eksi'de basligini okursaniz anlarsiniz ne demek istedigimi ben de 3 ayri urununde sorun yasayan biriyim.

notu düşmeseydin de seni biraz tanıdığım için vereceğim cevap yine aynı olacaktı. bekar olduğun için o kadar kaliteli şeyler almanı önermem. amaç iş görsün dersen;

buzdolabı www.vsoutlet.com.tr
çamaşır makinesi www.vsoutlet.com.tr


şimdi kullanırım desen de evlendiğinde onları istmeyeceksin ve yok hükmünde bir paraya satmak zorunda kalacaksın. şehir değiştirmek istediğinde bile taşımak zulüm gelecek.

tek başınayken bulaşık makinesi almak da yanlış.

Bekarsan cok para harcama +1
Duzgun birsey istiyorsan kesenin agzini biraz acman gerek cunku.

Mavi isigi gecen sordum esime, orda duranlar 2 hafta-3 hafta dayaniyor, ayni sey yukardayken 10 gunde burusmus demisti.

Enerji sinifi cok dusuk olmasin aldigi urunlerin.

Db olayi cok goreceli, ya ben sagirim ya da insanlarin makinasi yataklarinin yaninda.

Bulasikta kisa program yeter diyor herkes. Onun disindakileri kullanan hic yokmus.

blue eyes white dragon evin yeri çok güzel işe yürüme mesafesinde. o eve düzen kurarsam başka yere zor giderim artık. o eşyaları da bozulmadığı sürece değiştirmem. geçen telefonum tuvalete düştü. yaptırdım kullanıyorum. yenisini almadım bile. ölü telefon dirilsin diye uğraştım kaç gün. şöyle uzun süre kullanacağım bir şey olsun. evlenmişim, evlenmemişim, şehir değiştirmişim önemi yok.

koltuk takımı desen anlarım. o renklerden sıkıldım değiştirmek istiyorum diyebilirim, ama arçelik buzdolabım çok güzel çalışıyo bundan sıkıldım bosch alayım demem. beyaz eşya iyi alayım başım ağrımasın istiyorum sadece.

brkylmz mavi ışık iyi bir şey o zaman. A+ ile A++ arasında çok enerj farkı mı var neden öyle dediniz?

a+ ile a++ arasında sadece + ya bakarak konuşmak olmaz.

yeni makinelerin üzerinde yıllık tüketim miktarı yazar.

o miktarı kaba taslak 0.4 lirayla çarparsan yıllık masrafının değişkenliğini görebilirsin.

Bulasik ve camasir makinasinda Siemens kullaniyorum, cok memnunum. Oneririm. Ikisi de sessiz sakin.

(Bosch ile Siemens ayni marka zaten)

Bu arada asil bekarken bulasik makinasi lazim, hic katilmadim.

Miele.

eskiden arçelik'miş ama artık bosch veya siemens. arçelik'in eski performansı yok, 25-30 yıllık buz dolabı tıkır tıkır çalışırken 8-10 yıl önce alınan çamaşır makinesi 4-5. yıldan itibaren sıkıntı çıkardı ve sonunda kullanılamaz hale geldi. yerine bosch aldı annem. zaten son 5 yılda yeni aldığımız eşyalar ya siemens ya da bosch.

ama bak şu an aklıma geldi bosch çamaşır makinesi sanırım su tasarruflu imiş ve annem şikayet ediyor kıyafetler çok kırışıyor diye. bana pek öyle gelmedi ama kendisi bu konuda pro tam bilemicem. ama bulaşık makinesi siemens 7 yıldır falan kullanıyoruz, şu ana kadar hiçbir sıkıntımız olmadı. sanırım 3 program var bir de yarım dolu iken çalıştırma opsiyonu var bize yetiyor.

buzdolabı da siemens. no-frost dediklerinden sanırım ve buzluğu altta ve çekmeceli. bana daha kullanışlı geliyor bu şekilde olması. sürekli eğilip kalkmak zorunda kalınmıyor, sebzelik vs hep el altında oluyor. annem de memnun gibi görünüyor sürekli bir şeyler donduruyor buzlukta:D

playing star again donanımhaberde geziyordum. siemens ve bosch ağırlıkta gidiyor önerilerde. siemensi hiç düşünmemiştim yarın ona da bakacağım. bugün buzluğu altta, çekmeceleri el hizasında buzdolaplarına baktım hep. kesinlikle daha kullanışlı katılıyorum. aradığım en önemli fonksiyon o. hatta o çekmecenin tekerlekli olması bile uzun vadede çok kazanç sağlar. bulaşık makinesinin numarasını alabilir miyim? 7 yıl olmuş ama en azından o seriyi takip eder iz sürerim :) yorumların için çok teşekkür ederim.


i was made for you. şu an önümde miele sayfası açık. yorum gelmiş mi diye buraya bakmadan önce mielenin sayfasındaydım. 35 bin buzdolabına veremem. 11-12 bin en az fiyatlar. beni aşar.


insan kus misali memnun olduğun ürünleri kodlarıyla yazar mısın?

blue eyes white dragon teşekkür ederim. hesaplar buna göre mi yapılıyor?

valla şimdi baktım da üstünde power 55' yazıyor başka da model yazan bişi görmedim:( bir de buzdolabı için alacağın modelin yorumlarına muhakkak bak bence çünkü bizim tanıdığımızda da siemens vardı ve koku yapıyor demişti. ama bizim öyle bir şikayetimiz yok.

nette 3 programlı çıkıyor playing. doğru mu? fiyatı uygunmuş. bardaklarda leke yapmıyor mu bu bulaşık makinesi?

buzdolabı hangi marka ve model?

harika aradığım böyle bir cevaptı. çok teşekkürler.

tabii para sizin paranız ama madem para biriktiriyorsunuz, 1200 -1300 liraya da iş görecek telefonlar var. 2000 lira vermeye gerek yok bence. 580 civarı tamir olacaksa olabilir ama 1000 lira değmez, yenisini al daha iyi.

580 liraya civarlarına da tamir ettirecekseniz, düzgün bir servis olmasına ve sonradan çıkabilecek bir arızaya 3-5 ay garanti veren bir servis olmasını internetten araştırın.

bir kaç farklı telefoncuya daha götürüp fiyat alın, samsungdan da alın. belki çok ucuza halledebilirler. ama bence yarı fiyatına da yapsalar hala o telefon için çok fazla. yeni telefon almak daha mantıklı olur.

Uygun fiyatlı yeni bir şey alabilirsiniz, tamir ettirmeyin.

entegre için 130, ekran için 450 istediler. ekranı 380 yapan yerde biliyorum. sorun entegrenin çözülmesi parçanın bulunması ve çalıştırılması.ekranı daha ucuza yaptırabilirim.

neill, 1000 liraya general mobile 5 aldım. ses sorunu falan var. memnun kalmadım. 1300'e samsung a5'e yakın kriterlerde bir cihaz bulamam. almışken uyduruk bir şey de almak istemem. samsunga anakart+ekran değişimi yaptırıp telefonu yeniletirim hiç değilse 1300'lük telefonun kalitesinden daha iyi cihazım olur diye düşünüyorum.

tabi 1200'e önerebileceğiniz iyi bir cihaz varsa öğrenmek isterim. siz ne öneriyosunuz?

Xiaomi, Meizu, Oneplus baya başarılı ve ucuz markalar, bir bakın derim.

Samsung j7'ye bir bakabilirsiniz.

benim tamir ettirdiğim telefonlar bir daha iflah olmadı şimdiye kadar ama biraz zaman kazandırıyor.

yerinizde olsam oneplus 5 alırım. uygun fiyata süper telefon.

www.hepsiburada.com

eksisozluk.com kullanan bir arkadaş da yazmış.

xiomi mi note 3, eğer samsung lg gibi markalar bu telefonu yapsa 2500 lira olurdu. ama xiaomi de bu markalar kadar kaliteli markadır aslında ama onlar kadar ünlü değil henüz.

1.570 lira şu an. bir dezavantajı resmi servis değil de ithalatçı garantili olması, zaten ucuz olmasının bir sebebi de o. ancak bir resmi servis olmasalar da tüm turkiye'den tamir için müşteri alan servis firmaları oluyor garantiyi üstlenen firmalar genelde. yani 20 m2 lik mahalle arası telefoncu dükkanı değil, günde tamir için 200 -300 telefon gelen tamirci servisleri bunların garantisini verenler.

açıkçası ben bu fırsatlar varken bir telefona o kadar paralar vermeyi yazık olarak görüyorum. ama tabii ki daha çok paraya daha iyisi ve daha bilinen markalar her zaman bulunur. o telefonları alanlara da niye aldın diyemem, parası var almış.

veya illa samsung olsun garanti olsun diyorsanız şu am j5 pro indirimde, hem de samsung türkiye garantili 1500 civarı. o da güzel ve iş gören telefon bunun kadar olmasa da.

bunlar fiyat performans, bir de beklentilerini biraz düşüreceksin. yoksa sınır yok bu işlerde. cok paralara her zaman daha iyisi bulunur.

bir de telefonu tamir ettirecekseniz tamirciye kaliteli ekran olup olmadığını sorun. dandik sonra dandik ekran takanlar var aynı hassssiyette olmuyor. elli defa basıyorsun anca tepki veriyor. dolayısıyla telefon çöp olup tamirci parası fa boşa gidiyor.

herkese çok teşekkür ederim. neill sana ayrı teşekkür ederim uzun uzun yazmışsın. sağ olasın.

aklımdan a7 geçiyor. kuzenim kullanıyor memnunum diyor. çevrenizde performansını deneyimlemiş olan var mı? bu xiaomi a7'den de iyi midir?

son kez cevap vereyim; a7 incelemesini buradan inceleyebilirsin

youtu.be

aklında olan modelleri youtube'a yazarak incelemesini izleyebilirsiniz. artık ona gœre kararını verirsin. herkesin telefonda beklentileri çok farklı, dolayısıyla şu şundan iyi bu bundan iyi demekte kolay değil, birine telefon önermekte kolay değil. kimisi tipini beğeniyor veya beğenmiyor, kimisi kameraya bakıyor, çok detay var. o yüzden son kez yazıyor ve kolay gelsin diyorum.

yeni al yeni daha net açıklayım mı yeni al.

Şu var: image.yemkitabevi.com

www.ntv.com.tr

mimari akımlarla ilgili anadolu üniversitesinin pdfleri falan var. ben mimarım kpss'ye hazırlandıktan ve puan aldıktan sonra kamu kurumlarının mülakatları için kapsamlı bir araştırma yapmıştım. mimarı akımlarla ilgili elimde deli belge var. özelden ulaşmak istersen mailini mesaj at. göndereyim sana onları.

pirince atmaktan ziyade, telefonun acilip, anakartin saf alkol ile temizlenmesi lazim. egerki herhangi bir kisa devre olmamis ise calisir ama buyuk ihtimal kisa devre olmustur. telefoncuya olabildigince cabuk gitmeliydin cunku ne kadar telefonu acmayi, kullanmayi denersen o kadar kisa devre yapmak icin denemis olursun. pilini ayirip, en kisa sure icerisinde cihazi temizlemelisin icini acarak.

Kardeşimin telefonu bataryası çıkmayanlardandı. Su dolu leğene düşürdü. Biz hemen pirinç dolu kavanoza koyup en az 10 saat beklettik. Sonra parçalarını ayırıp bir de öyle beklettik ayrı ayrı. Sonra hiçbir sorun çıkmadı. Kardeşim hala da onu kullanıyor. Siz de hemen bataryası çıkıyorsa, çıkarılabilir parçalarını da bekletin iyice. Bir de ondan sonra kontrol edin.

Bu arada hemen dedim ama üstünden bir-iki saat geçmişti, benim haberim olunca hemen koymuştuk. Buna rağmen pirinçte bekletmek işe yarayabiliyor.

bataryası çıkmıyor galiba bunların. yarın kızılaya inip telefoncuya götürücem beklesin bu gece. ankara'da kızılay civarında telefoncu var mı tanıdığınız?

A5 suya dayanıklı olması lazım. Hangi yılın a5i?

2016 hocam. geçenlerde de 400 lia bayıldım pembe, mor ekran sorunu verdi. hiç memnun değilim.

Icine dustugu su, saf su degil ise oksitlenme yapar zaman ile bu da iletken yuzeylerin yalitkan olmasina sebebiyet vererek cihazin calismasini engelleyebilir.

2016da yokmuş 2017 suya dayanıklı.

Benim var bir tane öyle yakın arkadaşım, onun için çekerdim, ödeyemese ve benim üzerime kalsaydı da kabul ederdim bunu.

not: mantıklı olan bu değil tabii.

Çekmem. Kardeslerim haric kimse icin boyle bisey yapmam.
Bu tip arkadas kredileri genelde batik olur, ilk basta biraz oder sonra gerisi krediyi cekene girer. istisnalar mevcut elbette.

param varsa borç veririm ama bankadan kredi çekmem.

çekmem, adliyede birisi için kredi çekip sonra kendisine borcu ödenmediği için kanlı bıçaklı olan akrabalar, arkadaşlar göre göre böyle oldum.

çok yakın 2 kişiye borç verdim. biri 3 haneliydi, diğeri 4 haneli 5 binin altında. ikisinden de parayı alana kadar canım çıktı. gün veriyolar şu zaman vercem diye. ödemeyi yapmaya söz verdiği gün geldiğinde senin de ihtiyacın varsa parayı istediğin zaman, param yok diye işin içinden çıkıyolar. hatta biri eksik ödedi 600 lira kadar.

konut kredim olacak, limitim dolacak gidicem bi de kredi çekicem. kendine gel.sakın yapma böyle bir şey. konut kredim var param anca bana yetiyor demenin çok mantıklı bir reddediş sebebi olduğunu düşünüyorum. yarın o para sana lazım olabilir. adama dersin ki paranı ödemeye başla. param yok sen de bi para verdin peşine düştün diye zeytinyağ gibi çıkar, bi de sana kendini sorgulatır. böyle bu işler.

ben çekmezdim.

bir insanı gerçekten arkdaş görüyorsanız ve o da sizi öyle görüyorsa o krediyi çekip ödeyememesini de göze almanız lazım.

sakın yapma. çok yakın arkadaşı olan birine kredi çekip sonra ihanete uğrayan arkadaşım var. şimdi kara listede bankalar tarafından. borcunu ödemesine rağmen. onun adın kredi kartı çıkartıp kullanıyoruz biz de. kredi notu düzelsin diye.

pazartesiye kadar gerim gerim gerilecem düşünürken. başvuruyu da yaptık üstelik. çok sağolun arkadaşlar fikirleriniz için.

çekme.

Kullanıyorum, hatta önümüzdeki ay 1 yıl dolacak. Hiçbir sıkıntısı yok, hesap işletim ücreti yok, havale ve eft ücretsiz. Faiz günlük işliyor. Ben geçen sene paramın bir kısmını dolara yatırdım, ortalaması 3,55'ten aldım. Ama paranın tamamını e-turuncuya yatırsaydım çok daha fazla kazanacaktım. Dolar son 1 senede zarar ettirdi, enflasyon altında kaldı, tl faizleri doları geçti.

enpara mı e-turuncu mu peki?

enparada yüksek faiz alabilmek için ayın enparalısı olman lazım. e turuncuda ise koşulsuz 1 yıl hoşgeldin faizi var.

e turuncu > enpara.

%14'le başlatıyorlar ama piyasanın durumuna göre değişiyormuş faiz. yani 2 ay sonra %12'den-11den de işletebilirler. ingbank böyle söyledi. sanırım enparada 6 ay %12.5'tan işlenecek. bu yüzden kararsız kaldım.

Valla bugün piyasanın üzerinde veriyor adamların başından beri iddiası bu. Ben kullanıyorum hep avantajlı kaldım.

Vadeli doviz hesabı için de hesap açılış ücreti yok mu? Bir de enpara gibi internetten mi başvuruluyor? Ben de arkadaş gibi enpara ve ing e turuncu hesap arasında kalmıştım.

Öncelikle enpara'da yüksek faiz almak için ayın enparalısı olma zorunluluğu yok. Bu sadece birikim hesabı için geçerli, onun da faizi %9 yerine %10 oluyor. 100bin altı için vadelide her halükarda %12.50 faiz alırsın.

Şu ana kadar e-turuncu her zaman piyasadaki en yüksek faizi verdi (odeabank, aktifbank gibi birkaç istisnai bankalar hariç), üstelik vade günlük olduğu için aylık hesabıyla %14.15'e denk geliyor.

Son olarak enpara faizleri yüksek değil, eskidendi o. Şu anda piyasadaki birçok banka daha yüksek faiz veriyor. Örneğin denizbank aylık %13.45 faiz veriyor. 3 aylık istersen %13.75, 6 aylık için ise %13.95 veriyor. Enpara'ya yatıracağına git denizbank'a yatır daha iyi.

Ben dolarlarımı denizbank'a yatırdım %3.00'den. E-turuncu %4 veriyor dolar için ama şube olmadığı için yatıramıyorsun, döviz kabul eden atm de yok gibi birşey.

Cepteteb'in de faizi daha yüksek enparadan. Aylık %13.25, 3 aylık yatırırsan %13.50.

Vadeli mevduat için enparayı kesinlikle önermiyorum. Sadece ücretsiz havale ve eft için kullanıyorum.

şekerbank %14.5 veriyormuş. şimdi işten çıkıp ona gidecektim. bir şubelerini aradım. 10 bin yatırınca 2 bini vadesiz de tutup 8 bine faiz işletiyorlarmış. ne anladım o zaman. ing daha iyi hiç değilse 1 sene. şeker 3 aydı.

bence ömürlük bişey yaptırma, her sene insanın zevki değişiyor, trendler değişiyor, böyle devam et bence.

kemik gözlük çerçeveleri hep karizmatik gelmiştir bana.

ilkokul 1den beri gözlük takıyorum. nerden baksan 20 yıl oldu. bendeki şu an kemik. çerçeveyle 1000'e geldi. çünkü benim göz numaram 8, 8.50 camlar 700 800 tutuyor, en inceltmişi olduğundan. çerçeve de burberry memnunum.

bundan önce titanyum bi çerçeve kullanmıştım. demiri hemen gitti, gözlük koptu. 1000 lira bayılmıştım ama burberry kadar sağlam çıkmadı.

dolce gabbana da kullandım o da iyiydi.

burberry ve d&g öneririm.

atasuna bakabilirsin. şişli de iyidir. bunları her şehirde bulabiliyorsun. hangi şehirde olursan ol, bir yeri bozulduğundan gözlüğünün, mağazalarına uğra, sizden aldım de, hemen yardımcı oluyorlar.

Ömürlük almayın +1. 1999'dan beri gözlüklüyüm, en sevdiğim çerçevelerimi bile birkaç senede bir değiştirmek istedim. Ne kadar kaliteli olursa olsun sürekli kullanılan eşya aşınıyor; bir de istemeden de olsa düşer, sağa sola çarpılır gözlük. Modelini beğendiğiniz bir şey alıp sıkılana kadar kullanın; normalde vereceğimden fazla para verdim diye değiştirememezlik etmezsiniz.

allah kahretmesin sizi. bir kişi bile yazmamış.

399da tayin 657den daha zor. Torpilsiz tayin ise daha zor. Illa siyasi olacak degil tayin gidecegin yerdeki kurum ust duzey bir amir de yeterli olur. Egitim durumu saglik bakanliginda gevsek bir arkadaslarimdan biliyorum o da 657 malum. Ozetle torpil sart.

batıkent veya ümitköy olabilir.

butceniz onemli burada, ne kadar odeyebilirsiniz soyleyin ona gore onerelim... emek/bahcelievler olabilir

1000 lira geçsin istemiyorum. bahçeli emek 1300-1600.bunu verecek durumum var ama vermek istemiyorum o kadar. bıktım kiraya para vermekten.

Ne ara Ankaraya geldin sen ya

Bilkent. Bilkent 3 ve Çamlık sitesinde var bu tip evler.
edit: sonradan yazdığınızı görmemişim, 1000 liraya bilkentte imkansız. Batıkent'te 1+1, studio tipi eşyalı evler pek yok bu arada. Tek tük denk gelirse belki.

eryaman dışında çok zor. metro aramazsan ve fiyat olarak çıkabilirsen oran ve birlik mahallesinde bulabilirsin 1+1 mobilyalı. bir de çayyoluna baabilirsin

iş yeri necatibeyde. metroya yakın olması tercihim. emek ve bahçeli bu iş yeri için biçilmiş kaftan ama 1200 1300 eşyasız eve kira vermek de istemiyorum. gazi mahalledinde dayalı döşeli bir arkadaş 2016 da 800e kalıyormuş. ama bebeylen konuşmuyorum şu an. o civarları bilen var mı?

gazi mahallesinde apart tarzı bir iki yere rastlamıştım ama öğrenci dışında verilmiyordu. olsa da 1000 lira altı değildir

o arkadaş kamuda çalışan mühendisti. bir araştırayım orayı.

Metro guzergahinda boyle bir yok bildigim taa ebesinin eryamaninda var. Ankaranin en buyuk sikintilarindan bu studyo daireler bulamamak.

i.hizliresim.com

bence yaparlar. ama bu tarz gözlük bulursun, çerçevesiyle bu şekilde. 97den beri gözlük kullanırım. çok bulunmayacak bir tarz değil 20 yıllık gözlemlerimin sonucunda. atasuna bak, opmara bak. bunlar fena değil.

Çok teşekkür ederim, araştırmalarım neticesinde elmas kesim cam olduğunu öğrendim. Uzun yıllardır devamlı olarak gözlük camı yaptırdığımız bir optikçi var onunla görüşeceğim yarın. Ek olarak atasuna'da mail attım.

Kesinlikle yaparlar. Ben de çinden futbol maçlarında takmak için gözlük aldım (Davids gözlüğü), göz dereceme göre yeni cam kesip taktılar.

yararım yok bari zararım olmasındır benim için hiçbir şey yapmadığımı düşündüğün anlarda. ayrıca ütopik bir düşünce dünyan var.

yapmayı, yemeyi, içmeyi, izlemeyi, dinlemeyi, okumayı sevdiğim şeyler var; severek yaptığım bir hobim var. normalde o kadar basit şeyler ki bunlar, bahsettiğin gibi günümüzün çoğunu zorunluluklara harcamasak belki de bu kadar değerli olmayacaklardı.

değer üretme işini biraz fazla ciddiye alıyor olabilirsin gibi geldi. hayat sürekli ilerlemenin, bir şeyler üretmenin, kendini motive hissetmenin zorunlu olduğu bir süreç değil bence. yaşamaya dair motivasyon; tamam. ama insanları yaşamaya motive eden şeyler vapurda simit yerken sevdiği müziği dinlemek de olabiliyor. sevdiği insanlarla iki bişeyler içip eski günleri yad etmek olabiliyor. bunlar tek tek motivasyon sebebi olmaz belki ama bu tip şeyleri yaparak hayattan zevk almak, bir nevi yaşamak zorunda olduğumuz anları değerli kılmak da bir motivasyon.

bahsettiğin manada elle tutulur, somut, nokta atışlı hedeflerim yok. açıkçası beni hayata motive eden bir şey yok; bir şekilde elimden geldiğince huzurlu vakit geçirmeye çalışıyorum. sıkıntıdan ölmemeye çalışmak belki de tek motivasyonum diyebiliriz bu durumda.

Bir mühendis adayı olarak fabrika kurmak istiyorum. Benim için üretmek kavramı bu kadar somut.

bruce hocam dediklerinde çok haklısın. o saydıkların, hayatın her şeye rağmen yaşanabilir olduğuna küçük kanıtlar.

ama hayatında hiçbir amacı olmayan, "ölene kadar yaşarım aga" kafasında olan bir insan da bu dediklerinden zevk alıyor. bunlar hayatın küçük jestleri. görmek isteyen herkese var. amacı olan, olmayan.

benim bahsettiğim şey, kişinin hayatı içindeki tüketime dayanan değil üretime dayanan bir dinamizm. senin verdiğin örnekler; parasını kazanıp bunu huzurla boş zamanlarımda yiyip vakit öldüreyim diyen, arada hayatın jestleriyle karşılaşan tüketici odaklı bir dinamizm. bu yaşam bir başkası için on numaradır belki ama benim için değil. beni bu hayat bu şekliyle değerli ve üretken hissettirmiyor. daha başka şeyin arayışı içindeyim. bunun için doğru sorular mı soruyorum bilmiyorum.

kızmayın lütfen ama "üretim"den kastettiğiniz şeyi bilhassa da "ilk 25 yıl iyi kötü bir üretim..." kısmından ötürü anlamadım, yahut bana mı ters geldi, ve kızmayın dediğim de sorunuzu saçma bir hale getiriyor bu. ben öğrenciyken bilhassa da öğrenciyken hiçbir şey ürettiğimi düşünmüyorum. istisnası var mıdır vardır ama çoğu öğrencinin de bir şey ürettiğini düşünmüyorum. benim anlayış kıtlığımdansa mazur görün; hani sanki "başarı, elde etmek" gibi bir şey demek yerine üretim demişsiniz. velhasılıkelam demek istediğim birisi tıp fakültesi ya da başka bir bölüm üniversitede kazanınca bir şey üretmiş olmuyor. bölümü bitirince de bir şey üretmiş olmuyor. zaten edindiği mesleği ifa ederken bir şey üretmiş olmadığını siz de söylemişsiniz.

neyse uzatmayayım, bu nazirevari yazdıklarıma kıyasla cevabım daha kısa ve soyut.

bir şeyi tüketilebilir kılan, bizim onu algılayışımızdır. ha bir de sayısallaştırmamız ve ölçüp biçmemiz. bir şey ölçülebiliyorsa tüketilebilir de.

misal, cv'ye yazmak için farsça öğrenirseniz, işinize yarıyacağı kadar öğrendiğinizde motive eden yine benzer bir şey olmadığında bırakırsınız. yok zaten daha aklınıza geldiğinde "yahu ben leyla vü mecnun'u ilk metninden okumak, fuzuli ne dediyse olabilidğince dokunmak istiyorum ona; hatta o nasıl tat alıp koklayıp nefes alıp dünyayı algılıyosa; o duyumsamayı ben de istiyorum; bu yüzden farsça öğrenicem" diye girdiyseniz işin içine; sizi teşvik eden şey demin yazdığım gibi "ölçülebilir" olmadığı için tüketilebilir bir şey olmaz. inşallah anlatabilmişimdir.

dafaisss hocam, ilk 25 yıl diye bahsettiğim süreç bilgiyi alıp işleme süreci. başarı elde etmekle üretimi kesinlikle bir tutmadım. ben bilgiyle üretimi bir tuttum. fakulteyi kazanmak bir sonuçtur, oradaki 4-6 yıl ise bir süreçtir. o süreç içerisinde ilgili veya ilgisiz olunan meslekle, herhangi bir ilimle ilgili araştırma yapmanın hatta sadece ve sadece okuma yapmanın bile üretim olduğunu düşünüyorum.

aman işte herkes gibi fakulte bitirmiş dersek o meslekle ilgili hiç okuma yapmamış adamla yapmış adamı bir tutmuş oluruz. buna sadece bir fakulteyi kazanmak gözüyle bakarsak üretim sıfır. ama fakulte sürecinde öğrendikleriyle, okuduklarıyla fikir üretmeye başlamış adam olarak bakarsak bu bir üretimdir. fikir üretiyor ya da buna hazırlanıyor en azından.

pratikte türkiye'de bu süreç çok verimli değil. kaliteli hoca sayısı ya da okuma yapmayı seven öğrenci sayısının azlığından ya da başka nedenlerden. iyi kötü yapılıyor deme sebebim de bunlardan dolayı.

türkiye'de çalışma koşullarının insancıl olmamasından dolayı, hayatımıza kattığımız zaman alıcı sorumluluklardan(evlilik,çoçuk vs) dolayı iyi kötü bir okuma zamanımız varken önceden, bu da 25'ten sonra elimizden gidiyor.

kısaca 25'ten önceki dönemde okuma araştırma yapma fırsatımız çok fazla. sürekli okuyup, bilgi öğrenip bunu işleyen insan, bunu yapmayan ötekine göre daha değerli. bilgiyle bilgisizlik bir olmaz. bilgili olan adam da daha üretken olur. işte 25'ten sonra bunu kaybediyoruz.

son paragrafa aynen katılıyorum. benim sorduğum bu tür hedefler zaten. bir bilgiyi, kendini herhangi şey üzerinde geliştirmek için kullanırsam üretken hissederken zorunluluktan öğrendiğimde kendimi tüketen olarak değerlendiriyorum.

üretken hissetmek için, şurada kullanmak üzere dil öğrenmek olabilir diye cevapladınız sorumu. tam soruma karşılık bir cevap olduğunu düşünüyorum. teşekkür ederim.

geçtiğimiz 3-4 sene içerisinde 2 tane yeni dil öğrendim(birini çok iyi seviyeye getirdim), farklı sporlar yaptım, sıfırdan enstrüman çalmayı öğrendim, çok ülke gezdim, yabancı arkadaşlar edinerek yeni kültürler öğrendim ama tüm bunlardan sonra hayatımda yine de somut bir amaç yaratamadım. bu konuyu senin gibi ben de çok düşünüyorum ve çözümün evlenip çocuk yapmak olduğuna inanıyorum.

hocam sen evlenip çocuk yapmaktan daha tatmin edici şeyler yapmışsın kendin için. onlar bile sana cevap olmadıysa cevabı evlenmekte, bebede hiç arama.

bizi doyuracak başka şeylere ihtiyacımız var. evlen yine, çocuğun olsun tabi de bunlar olduğunda da sorgulaman bitmeyecek diye düşünüyorum.

netten almak pahalı geldi hocam. sahafçılarda 100 liraya vs bulabilir miyim diye şanşımı deneyim dedim. nadirkitap'ta 175 gözüküyor.

ne bilim olgunlar'da zafer çarşısı'nda var mıdır diye soruyorum.

dönüş için teşekkür ederim.

aa bir bakayım ona çok sağ olun. ama niye ucuz ki. piyasası 150'den aşağı değilken.

Bir zamanlar 2. elini 10 liraya almıştım izmir sevgi yolundan.

Yok mu ikinci el kitap satan yerler? O kadar pahalı olmaması gerek cidden.

gittigidiyor.com'da 50 liraya satılırken başka yerde 150 tl'ye satılmasının anlamı nedir? ikisi arasında ne fark var? bilen var mı?

hee ing olduğu için diyorsun. çok teşekkür ederim bilgi için sadakatsiz. çok sağ ol.

evet

Teknik olarak evet ama bazen sınavları çakışabiliyor.

evet bir sorun olmaz.
ama Atatürk ile istanbulun sınavları çakışmaktadır.
mesela referandum olduğu sene Anadolu sınav tarihlerini değiştirdi hepsi aynı güne denk geldi. böyle şeylerde olabiliyor haberin olsun.
hepsinin sınav takvimleri açıklandı bakabilirsin.
not: anadoluyu yazma, evine en uzak olan okulda sınava gönderiyor.

istanbulla anadoluyu karşılaştırdım. bahar vizeleri çakışıyor. birinin derslerini yazın verebilir miyim? kurtarma sınavı diye bir sistemleri var mı?

Yok. Vizesine giremezseniz finalle geçmeye çalışırsınız ama geçemezseniz komple almanız gerekir tekrar.
Sadece 3 ders sınavı var o da mezun durumunda olanlar için. Büt falan yok.

bok var çakıştıracak.

size de teşekkür ederim. sağ olun.

karakutuyu aldırdım.

başka önerisi olan?

Uzman kariyer

Ben uzman kariyeri tavsiye etmiyorum. Sayısal Mantık kısmı baya hatalıydı.

öncelikle torpilin yoksa boşver.girmen imkansız.varsa da torpil için geç kalmiş olabilirsin öyle bir yer orasi.yanlış hatirlamiyorsam başlangıç 4000 gibi bir maaşı vardı.kuzenim odtu uluslar arasi ilişkiler mezunu, yüksek lisansi, amerikada yaşamışlığı ingilizcesi var.son gün fark ettik ilanı, bakan düzeyinde torpil buldular ama gene de giremedi.

hadi ya :/ neyse bi şansımı deneyeyim o zaman

ben de bu kpss işindeyim. benim zamanımda da doğu ve karadeniz taraflarına ilan vermişlerdi. tayin mayin yok oralarda ama yaşamak istediğiniz yerelere açılmış kadro bu yüzden uzun yıllar yaşayabilirsiniz.

maaş olarak arayıp sorun. ama devlette bir uzman yardımcısı uzman olduğunda 5'ten aşağı almıyor. eğer bu şekildeyse onlarda da, 5ten aşağı almazsınız. zaten devlet maaşı 3800+arazi en düşük veren yer mimar mühendise. bunlar uzman alcakları için daha çok olcağını düşünüyorum.

bi de 2015'ti galiba inanın hatırlamıyorum bir yeri aramıştım ben kalkınma ajansı ama unuttum neresiydi. devlete göre daha aktif olunacağını söylemişti konuştuğum kişi. 8-5 olayı olmayabilir. mesaiye kalabilirisniz. beyni aktif kullncaksınız çünkü oralarda.

lens takıyoruz.

gözümü çizdirdim 4 sene oldu, geçmişte çektiğim resmen eziyetmiş. uzağa gitsem hangi şemsiyenin altında oturduğumuzu bile bulamazdım.

Denizdeyken şemsiyemi bulamıyorum +1 :( güzel kız gösterseler göremiyorum numaram çok büyük baya körüm. Çok önemliyse çok dikkat etmek şartıyla lens takıyorum. Normal zamanlarda öyle kör kör takılıyorum napiyim.

Lensle giriyordum. Bir kere tatilde lensimin teki denizde düşmüştü. Yanıma ne akla hizmetse yedek lens veya gözlük de almamışım. Tek gözümle idare etmiştim tatil boyunca:D

Lens ve havuz gözlüğü ile girebilirsin.

benim miyopların maşallahı var, 3,75 biri de 4. denizde sıkıntı yok da asıl problem şemsiye/şezlong bulmada oluyor. yanında birisi varsa onunla idare ediyorum.sahilde takılacaksam da gözlüğü takıyorum zaten.

lens + mutlaka havuz gozlugu

Ben numaralı güneş gözlüğü yaptırdım,genelde onu kullanıyorum. Yoksa lens+ deniz gözlüğü

Numarali deniz gozlukleri oluyor, bence lense gore daha rahat ve saglikli olur,

www.hepsiburada.com
www.denizpusulasi.com

numaralı deniz gözlüğü de iyimiş. ama benim bumaram 8.5 :(

siz bulanık görüyosunuz ben körüm :)

Lens.

LEnssiz giriyosam duz normal gozlugumle giriyorum

Gözlerimin biri 2.75, diğeri 3.75. Lensleri çıkarıp gidiyorum. Hangi şemsiyede olduğumuzu plaj çantanın renginden anlıyorum. Bulanık bulanık görüyorum ama az çok şekli belli oluyor.

Uyduruk bir gözlüğün varsa onu yanına al denizden çıkarken takarsın.

3'ler 4'ler gelip "körüm" yazmış :D

numaram 7,5. lens kullanıyorum. suyun altında gözlerimi açmıyorum. açmak isterseniz üstüne deniz gözlüğü takabilirsiniz.

bugüne kadar hiç lensim gözümden düşmedi. dipten çıkınca hemen elinizde gözünüzün üstündeki suyu almanız yeter. tuzlu suda problem olmaz. tatlı su berbat ama, gözünüze kaçarsa lensi yapıştırır. havuzlara dikkat edin yani.

son önerim de şu, çok rahat bir ürün: www.google.com.tr

deniz gözlüğü olmadan sakın lensle havuza ya da denize girmeyin. deniz ve havuzlarda yaşayan bazı parazitler normal uyolla göze tutunmuyor fakat lense tutunup gözünüze çok ciddi zararlar verebilir. korneayı yiyerek besleniyor.

Kemer de crystal de luxe ü tavsiye ederim. Yaş ortalaması yüksek bir oteldi geçen sene. Yemekler hizmet oda temizliği konusunda çok memnun kalmıştık.

Kemer için, amara club marine ve labada beach hotel. Labada hizmet konusunda bir tık daha iyi olsa da ikisi de ortalama üstü yerlerdi. Memnun kalmıştık.

teşekkür ederim sağolun :)